Üç İstanbul gerçekten Türk edebiyatının ilk 10 eserinden biri… Kurgu ve üslup açısından övgüye değer..
Üç İstanbul’un hikayesi, Muharrir/Avukat Adnan Bey üzerinden anlatılıyor: Abdülhamit dönemi baskısıyla İstibdat İstanbul’u, İttihat ve Terakki’nin Meşrutiyet İstanbul’u ve batan imparatorluğun İşgal İstanbul’u. Tüm bu İstanbul’lar, Avukat ve Muharrir Adnan Bey üzerinden işlenmiş. Daha çok da bireysel ilişkiler şeklinde…Tarih, insanın içinde ve çevresinde yaptığı etki ve değişimlerle vurgulanmış. Bu, açıkçası benim hoşuma giden tarih anlayışı. Ancak yazar, biraz fazla bireysel üzerinde durmuş. Tabi, tarihi kuru bir liste algısından farklı işlemenin yolu da, yazarın tarzı… Bu açıdan yazarın tavrını doğru buluyorum.
Romanın kahramanı, bir anlamda kahramanlar. Adnan Bey merkezinde 20-30 ikincil kahramanı var. Bunların hepsi de Üç İstanbul’un birini yansıtıyor aslında. Ancak, Süheyla ve Belkıs, onun hayatında belirleyici bir role sahip önemli isimler. İkisinin de hocalığından kocalığına geçerken hem tarih hem ülke değişir…
Mutlaka okuyun..